Günümüz dünyasında iş ve özel yaşam hiç olmadığı kadar iç içe geçmiş durumda; bu da birçok insanı bunaltıyor ve strese sokuyor. MetLife 17. yıllık ABD Çalışan Hakları Trendleri Çalışması bir numaralı stres kaynağının –kuşaklar, yaşam evresi ve sosyoekonomik statü fark etmeksizin- kişisel finans olduğunu ortaya koydu. Halbuki birçok çalışan (%63) finansal gelecekleri hakkında güven duyduklarını söylüyor.

Finansal refah, günlük finansa hakim olmak, öngörülmemiş masrafları veya finansal şokları atlatabilme kapasitesine sahip olmak ve gelecekteki hedefleriniz için bir tasarruf planı yapmak anlamına geliyor. Peki bu çelişkinin arkasında yatan faktör nedir? Bir yandan çalışanlar güven duyduklarını söylüyor diğer yandan algıları ile aksiyonları örtüşmüyor. Bu bağlantısızlık, özellikle kısa vadeli masraflarını yönetmekte zorlanan ve uzun vadede finansal hedeflerine ulaşmak noktasında doğru yolda olmayan çalışanlar için geçerli. Bunun sonucunda zaten girdikleri durum daha da fazla stres yaşamalarına sebep oluyor. Algı ve gerçek arasındaki boşluk çalışanların gerçek finansal durumlarını kavramalarına ve ona göre plan yaparak para biriktirmek için atmaları gereken adımları atmalarına da engel oluyor.

Uzun vade yerine kısa vadeyi önceliklendirmek

Kendilerine finansal olarak güvenen çalışanların bile 10’undan dördü maaştan maaşa yaşıyor ve belirli bir emeklilik planına dahil olanların yüzde 30’u yaralanma veya arabanın vitesini değiştirmek gibi beklenmedik masrafları karşılamak için emeklilik planlarını bozmak zorunda kalıyor. Çalışanların yüzde 76’sı kısa vadeli finansal fedakarlıkları yapmak konusunda istekli olduğunu dile getirirken, çalışanların yalnızda yüzde 50’si maaşlarının bir bölümünü doğrudan tasarruf hesabına yatırıyor.

Buna ilaveten, çalışanların sadece yüzde 60’ının paralarını nereye harcayacaklarına dair uydukları bir bütçe veya planları var. Yaşı daha ileri çalışanların (X kuşağı ve Baby boomers 46-64 kuşağı) ve özellikle kadınların istikrarlı şekilde uydukları bir bütçe planları bulunmuyor. Bu da gösteriyor ki çalışanlar beklenmedik masrafları gelecek planları ile dengeleyemiyor, ki aslında bunlar finansal refah için en önemli iki konu.

Acil ihtiyaçlar ve geleceğin planlanması için aynı miktarlar birbiriyle yarışıyor ve birçok kişi uzun vadeli finansal hedeflerine ulaşmak için ilerleme kaydetmeye çalışmaktan stres oluyor. Çalışanların yüzde 63’ü, yaşı ileride ve emekliliğe yakın olanlar da dahil olmak üzere, emeklilik tasarruflarında geride kaldıklarını belirtirken, birçok genç çalışan daha emeklilikleri için para biriktirmeye başlamamış bile. Şaşırtıcı şekilde, gelecek konusunda kendine güvenen çalışanların sadece yarısı planlarına göre ilerliyor veya hedefine ulaşmış durumda. Aslında çalışanların yüzde 53’ü finansal durumlarından dolayı emekliliklerini ertelemeyi düşünüyor.

Finansal refahı gerçekleştirmek

Günlük masraflarınız karşılamakta zorlanıyorsanız ve gelecek için tasarruf yapamıyorsanız finansallarınızı idare edemiyorsunuz demektir, ama böyle olmak zorunda değil. Bugün kontrolü sizin elinize geçirecek üç basit adımı atmak için bir söz verin:

  1. İster defterde, excel tablosunda veya başka bir online araçta bir bütçe yapın ve ona sadık kalın.
  2. Bir tasarruf hesabına maaşınızın belirli bir yüzdesini yatırma talimatı vererek önce kendinize ödeme yapın.
  3. Çalışmaya başlar başlamaz %25 devlet katkısından faydalanarak emekliliğiniz için tasarrufa başlayın.

Finansal refah inşa etmenin anahtarı bunun zaman alan bir süreç olduğunu hatırlamaktır. Bu üç adımı şimdi atmak, nerede olursanız olun geleceğiniz üzerinde büyük etki sağlayacaktır. Ayrıca, işyerinizde bir finansal refah programına katılma imkanınız olup olmadığını araştırın. Çalışanlar bu alanda yardım istedikçe gittikçe daha fazla işveren kaynak, eğitim ve destek sunmaya başladı.