Amy Clark 2002 yılından bu yana 20 maraton koştu ve son derece prestijli Boston Maratonu’nda koşmaya hak kazandı. Ancak beş sene önce Clark yeni bir zorluğun üstesinden gelmek istedi. Ultrarunning dergisinin yazı işleri müdürü olan Clark “Şahsen sıkılmıştım ve yeni bir meydan okuma arayışındaydım” diye anlatıyor.

Clark ultramaratonlarla (maratondan uzun mesafe olan tüm yarışlar) ilgilenmeye başladı ve bir daha arkasına bakmadı. Western States 100 olarak ün salmış ilk 100 mil yarışını bu sene tamamladı.  

İki çocuk annesi Clark; koşu, bisiklet gibi dayanıklılık gerektiren sporlarda daha uzun mesafede daha çok zorlanmayı isteyen ve sayıları giderek artan orta yaşlı sporculardan biri. 2018 yılında 113.500 kişi -ki bu inanılmaz yüksek bir rakam- ultramaraton bitirdi, bu sayı 10 sene önce sadece 33.000’di. UltraRunning dergisine göre en kalabalık sporcu grubu 40 -49 yaş aralığında. 

Yeni bir yaş dalgası

50 mil veya 100 mil gibi başarılara ulaşmanın genellikle bir grup elit sporcu için geçerli olduğu zamanlar öyle çok uzak değil. Amatör koşucuların çoğunun böyle hedefleri yoktu zaten. Şimdi X kuşağı ve 40 küsur yaşlarına yeni giren Y kuşağı atletik şekilde yaşlanmayı yeniden tanımlıyor. Kimileri fiziksel aktivitelere, özellikle de ekstrem fiziksel aktivitelere katılım yeteneğinin yaşla azaldığına inanır, şimdiyse 40’lı 50’li yaşlarında olan yeni sporcu dalgası bu efsaneyi çürütüyor ve hayatlarının en iyi performanslarını sergileyip en uzun mesafelerini kat ediyorlar.   

3,5 milyon maraton rekorunun incelendiği geniş katılımlı global bir çalışmada 40-49 yaş arasındaki grup en geniş grup olmakla kalmıyor, aynı zamanda en hızlı grup da onlar. ABD’de New York Maratonu’nu tamamlayan insanların yaşı yavaş yavaş yükseliyor, artık katılımcıların en geniş grubu 40-44 yaş aralığında. Clark’ın sunduğu verilere göre ultramaratonlarda ise 40’lı yaşlarda koşucular geçen sene maratonu bitirenlerin yüzde 35’ine tekabül ediyordu ve yine en geniş grup onlardı.

Bu trend  sadece koşu için geçerli değil; bisikletten triatlona, engelli koşuya kadar dayanıklılık gerektiren diğer sporlarda da orta yaşlı sporcuların katılımı artıyor. Maraton çalışması ayrıca en hızlı büyüyen koşucu grubunun 90 ila 99 yaş kategorisinde olduğunu gösteriyor.  

 
Farklı bir zihniyet

Birçok uzman ve yazar yaşı daha ileri sporcuların dayanıklılık sporlarına artan ilginin arkasında yatan gücü tartışıyor. Amy Clark’a göre bunun sebebi artan farkındalık ve düzenlenen etkinliklerin çeşitliliği. Uzun yarışların yanı sıra Spartan yarışları, aquabike (triatlonun koşu kısmının olmadığı yarış) ve 24 saat dağ bisikleti gibi engelli parkur yarışları da mevcut. 

Yaşı ileri sporcular için bu etkinlikleri daha az göz korkutucu yapmakta deneyim rol oynuyor. The Guardian gazetesinde çıkan bir makalesinde eski koşucu ve Feet in the Clouds kitabının yazarı Richard Askwith “İnsanların zaman algısı, yaşları ilerledikçe değişiyor. Hem antrenmanlarda hem de yarış sırasında daha sabırlı oluyorsunuz; mesafeyi dert etmektense daha rahat bir kafayla kendinizi koşmaya bırakıyorsunuz” diye anlatıyor. 

Uzun vadeye odaklanın

Birçok sporcu -elit seviyede olanlardan sadece kendi hedeflerini tutturmaya çalışanlara kadar- sevdikleri sporu daha ne kadar uzun süre yapabileceklerini merak ediyor. Genellikle hayat ve çoğunlukla da yaralanmalar daha atletik hedeflerle ilgili planları raydan çıkarabiliyor. 
İşte size orta yaşa girerken formunuzu korumanızı, hatta iyileştirmenizi sağlayacak birkaç ipucu:

  • Bedeninizi dinleyin. Seneler, hatta on yıllarca koşmuş, bisiklete binmiş veya yüzmüş bir kişi olarak mutlaka yorgun olduğunuzu veya canınızın acıdığını net bir şekilde hissedebilirsiniz. Genç sporcular genellikle bu tip durumlarda kendilerini zorlarlar; ancak dinlenmeye veya iyileşmeye ihtiyacınız olduğunu bilmek uzun vadede performansınıza yardımcı olacaktır. Bedeninizi dinleyin ve suçluluk duymadan ona göre hareket edin.
  • Cross-training deneyimi. Her yaş grubundan sporcular hem monotonluğu azaltmak hem de güç ve esnekliklerini artırmak için rutinlerine farklı antrenman çeşitleri ekleyerek denemeler yapıyor. Eğer düzenli olarak koşuyorsanız, buna güç antrenmanı, bisiklet veya yoga ekleyebilirsiniz. Bu sayede kaslarınıza odaklanabilecekleri yeni bir görev veriyorsunuz ve birçok dayanıklılık sporcusunu bitiren aşırı kullanımdan kaynaklanan yaralanmaların riskini azaltmış oluyorsunuz.
  • Detaylara dikkat edin. Birçok koşucu veya bisikletçi, ilk başladıkları zamanlarda çok yiyip içmeden veya uykusuz şekilde uzun mesafe yarışlarını tamamladıklarını veya zorlu bir antrenmanı bitirdiklerini hatırlarlar. Beslenme, dinlenme, antrenman sırasında ve sonrasında yeterince su içme gibi detaylara dikkat etmek hem toparlanma hızınızı artırır hem de en yüksek performansınızı sergilemenizi sağlar. 

Daha akıllı antrenman yapın, daha ağır değil. 40’lı yaşlarının ortalarında olan Ultramaraton koşucusu Katie Arnold yakın zamanda Leadville 100 mil yarışı için antrenmanlarını detaylandırdı ve yarışı geçen sene kazandı. Katie, New York Times gazetesinde çıkan yazısında şöyle anlatıyor: “Bunun için uzun süre antrenmana yapmanıza gerek yok, akıllı antrenman yapmak yeterli”. Katie bir yandan iki küçük çocuğuna ebeveynlik yapıp diğer yandan kitap yazarken tüm hayatını antrenmanlara adayamayacağı fikrini kabulleniyor. Onun yerine hayatının içine antrenmanlarını sıkıştırıyor; aile buluşmalarının arasına koşuları koyuyor ve her türlü aktiviteyi planının parçası olarak görüyor. Sadece yaşınız ilerlediği için spor anlamında daha fazlasını başarma fikrinden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bu giderek artan sporcu kuşağı deneyimlerini ilham verecek şekillerde kullanıyorlar: yeni sporlara başlıyor, daha uzun mesafeler kat ediyor ve gelecekte yapabilecekleri çeşitli sporlara öncülük ediyorlar.